Peyker’in salgın günlüğü

Bundan bir kaç ay önce, okula ara verip Peyker’le anaokuluna başlamadanki son bir kaç ayını birlikte dolu dolu geçirelim diye düşünüyordum.

Nitekim, okullar kapandı (her ne kadar online’a geçse de) ve 24 saat birlikteyiz.

Evde öğretmencilik oynamıyoruz, bir şeyler öğretmeye çalışmıyorum ki zaten hoşlanmıyor. Onun yerine, kendi başına keşfetmesini, düşünmesini ve sorgulamasını sağlayacak sorular sormaya özen gösteriyorum. “Neden?” sorularına açıklayıcı ama anlayabileceği şekilde cevaplar veriyorum. Bazen bilmediğimi ve onun fikrinin ne olduğunu sorup yine düşünmesini sağlayacak anlar yaratmaya çalışıyorum. Günlük sohbet zamanlarımız var ve genellikle olaylardan, filmlerden, kitaplardan ve kişilerden bahsediyoruz. (Evet, dedikodu)

Evdeki her işe dahil etmeye çalışıyorum, çamaşır katlamayı, süpürge yapmayı, masa hazırlamayı seviyor. Oyuncak toplamak ise çok yorduğundan (!) yapmıyor.

Hemen her gün bir çizgi film seyrediyor, genellikle prensesli olanlar: Rapunzel, Ariel, tabii ki Elsa! Prenses kahraman içermeyen alternatifleri denemeye çalışıyorum fırsatını bulduğumda, Totoro ve Dora gibi. Hiç televizyonlu bir evde yaşamadığından ne olduğunu bile bilmiyor. O yüzden de günde bir film seyretmesini sorun yapmıyoruz. Ayrıca bizim için de ders çalışmaya ayıracak biraz vakit bulmamızı sağlıyor.

Resim yapmayı çok seviyor ama genelde çizdiği karakter benim ve beni prenses elbiseleri içinde çiziyor/boyuyor. Güzellik kavramını değiştirmeye çalışıyorum çünkü; makyajsız güzellik olmaz gibi düşünüyor.

Ve evet makyaj.. Günde bir kaç kez ruj ya da dudak nemlendiricisi sürüyor. Sabah kalkınca ilk yaptığı şey dolaptan elbise alıp giymek oluyor. Tabi ona uygun ayakkabısı, aksesuarları, çantası, makyajı.. Hemen her sabah uyandığımızda karşımızda bir Aysel Gürel buluyoruz!

Kitapları seviyor, çoğu zaman tuvalete giderken kitap alıyor yanına. Son zamanlarda okula giderken otobüse kitapsız binmiyordu. “Shopping”e gittiğimizde kitap reyonunda, oyuncak reyonundaki kadar vakit geçiriyorduk.

Türkçe-İngilizce karışık konuşuyor. Kreşi kapandığından beri Türkçesi çok ilerledi. Bazen tercümeli konuşuyor, İngilizce söylediği cümleyi bize Türkçe olarak da söylüyor. Konuşmayı çok seviyor. Hatta susmuyor!!

Kendi kendine oynadığı nadir zamanlardan

Leave a comment